Fikri Mülkiyet Hukuku, 2000’li yıllardan sonra gelişim gösteren bir hukuk dalı olup eserlerin korunması amacıyla doğmuş bir hukuk dalıdır. Fikri Mülkiyet ; fikir ve sanat eserleri, markalar, patentler, faydalı modeller, coğrafi işaretler, bilgisayar programları (yazılımlar), alan adı, know-how vb. hususları bünyesinde barındırır ve bu hususların korunma sistematiğini belirler. Fikri ve Sanat Eserleri Kanunu, Markaların Korunması Hakkında KHK gibi mevzuatlarla da bu koruma sistematiği vücut bulur.
Hukuk büromuz, fikri mülkiyet alanında lisanssız yazılım tespitleri başta olmak üzere, illegal kullanımlar, marka ve patent başvuruları, markanın temsili ve benzeri hususlarda her türlü cezai ve hukuki süreci takip ederek hızlı ve etkin hukuki çözümler üretir. Fikri mülkiyet alanı teknik bir alan olduğu için sizlere burada genel bilgiler vermekle yetineceğiz.
ESER ve ESERİN KORUNMASI
5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu çerçevesinde bazı fikri haklar korunmaya alınmış ve bu çerçevede kanunun amacı 1. maddede belirtilmiştir.
Buna göre ; ‘bu kanunun amacı, fikir ve sanat eserlerini meydana getiren eser sahipleri ile bu eserleri icra eden veya yorumlayan icracı sanatçıların, seslerin ilk tespitini yapan fonogram yapımcıları ile filmlerin ilk tespitini gerçekleştiren yapımcıların ve radyo-televizyon kuruluşlarının ürünleri üzerindeki manevi ve mali haklarını belirlemek, korumak, bu ürünlerden yararlanma şartlarını düzenlemek, öngörülen esas ve usüllere aykırı yararlanma halinde yaptırımları tespit etmektir’ denilerek kanunun amacı açık bir şekilde ortaya konulmuştur.
Bunun yanı sıra, tanımlar başlıklı 1/b maddesinde de eser kavramı tanımlanmıştır. Buna göre ; ‘Eser ; sahibinin hususiyetini taşıyan ve ilim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema eserleri olarak sayılan her nevi fikri ve sanat mahsullerini ifade eder’ denilerek eserin tanımlaması yapılmıştır.
Eser, fikri mülkiyet hukukun temel yapıtaşını oluşturur ve tüm koruma mekanizmaları eserin korunması çerçevesinde gelişir. Peki bir ürünün eser sayılabilmesi için hangi şartların varlığı gerekmektedir ? Bir ürünün eser sayılabilmesi için :
- İlim ve edebiyat, musiki, güzel sanatlar veya sinema ürünü olmalı
- Sahibinin hususiyetini taşımalı
- Eser, doğrudan veya dolaylı yoldan algılanabilir olmalı
Belirttiğimiz bu üç unsurun varlığı halinde bir eserden söz edebiliriz.
Eser Çeşitleri
Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda eserler dört ana başlıkta sayılmıştır. Bunlar ;
- İlim ve edebiyat eserleri
- Musiki eserleri
- Güzel sanat eserleri
- Sinema eserleri
Ana başlıklar bu şekilde olup bunun haricinde FSEK’ in tanımlar maddesinde işlenme eser, derleme eser gibi kavramların da tanımlaması yapılıp eser kategorisinde nitelendirilmiştir. İşlenme eser ; diğer bir eserden istifade suretiyle vücuda getirilip de bu esere nispetle müstakil olmayan ve işleyenin hususiyetini taşıyan fikir ve sanat mahsüllerini ifade ederken derleme eser ; özgün eser üzerindeki haklar saklı kalmak kaydıyla, ansiklopediler ve antolojiler gibi muhtevası seçme ve düzenlemelerden oluşan ve bir düşünce yaratıcılığı sonucu olan eseri ifade etmektedir.
Bu doğrultuda işlenme eser ve derleme eser de bir eserdir ve FSEK tarafından koruma altına alınmıştır.
Eser Sahibinin Hakları
Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu tarafından korunan eser, eser sahibine birçok hakları da beraberinde getirmekte, eserin illegal olarak kullanılması, çoğaltılması, faydalanılması gibi hususlarda eser sahibinin çıkarlarını korumaya hizmet etmektedir. Eser sahibinin haklarını üç ana başlıkta incelemek yerinde olacaktır :
Mali Haklar |
Manevi Haklar |
Diğer Haklar |
-Umuma Sunma -Adın Belirtilmesi -Eserde değişiklik yapılmasını önleme -Teşhir -Tahribi önleme |
-İşleme -Çoğaltma -Yayma -Temsil -Yayın ile umuma iletim |
-Pay ve takip -Cayma -Vazgeçme |
Eser sahibinin hakları yukarıda sayılmıştır. Buna göre eser sahibi, eseri için Fsek kapsamında bu haklara sahip olup eseri üzerinde dilediğince tasarrufta bulunabilecektir.
Eser Hukuki İşlemlere Konu Edilebilir Mi ?
Bu husus uygulamada ve öğretide tartışmalı olup eserin hangi konularda işleme tabi tutulabileceğini izah etmeye çalışacağız.
Manevi Haklar Bakımından :
Manevi haklar, kişiye sıkı sıkı bağlı haklardan olup eser sahibi için de aynı hukuki kaideyi taşıyacaktır. Bu nedenle eser, hukuki işlemlere manevi haklar bakımından konu edilemeyecektir. Her ne kadar hukuki işlemlere konu edilemese de eserin kullanım yetkisi üçüncü şahıslara bırakılabilir. Burada önemli olan nokta kullanım yetkisine sahip kimselerin bu yetkiyi sınırları ölçüsünde kullanmasıdır. Nitekim aksi halde eser sahibi kullanım hakkını geri alabilme yetkisine sahiptir.
Mali Haklar Bakımından :
Mali haklar açısından eserin kullanılabilirliği değişiklik göstermektedir. Nitekim burada manevi haklarda olduğu gibi sıkı sıkıya kişiye bağlı bir hak söz konusu olmadığı için eser, her türlü hukuki işleme konu edilebilir. Kısaca mevcut eser için hem borçlandırıcı işlemler hem de tasarruf işlemleri gerçekleştirilebilecektir. Mali haklar bakımından önem taşıyan nokta ; mali hakların birbirinden bağımsız olmasıdır. Yani eser sahibi, umuma sunma hakkını bir başka firmaya devredebilirken çoğaltma ve yayma hakkını bir başka firmaya devredebilecektir.
Miras Hukuku Bakımından :
Eser sahibinin ölümü halinde esere dair hakların kimler tarafından kullanılabileceği Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 19. maddesinde belirtilmiştir. Bu maddeye göre eser sahibinin mirasçıları olan ‘sağ kalan eşi ile çocuklarına ve mirasçılarına aittir’ denilmiştir. Madde devamında mirasçıların bu hakları eser sahibinin ölümünden itibaren 70 (yetmiş) yıl boyunca kullanabileceği hükme bağlanmıştır.
MARKA
Günümüzde hayatımızın her anında karşılaştığımız ve hukuki bakımdan korunma süreleri olan, birçok prosedürü de bünyesinde barındıran, bir işletmenin mal ve hizmetlerini diğer işletmenin mal ve hizmetlerinden ayırt etmeye yarayan işaretlere marka denir. Markalar, mal veya hizmetleri kişiselleştirerek diğerlerinden ayırt eder ve toplumda algı oluşturur. Bu algı ile markalar da tanınmış marka statüsüne ilerleme amacı güderler.
Marka Tescil İşlemleri – Başvuru Süreci
Bu hususu diğer makalelerimizde detaylıca işlediğimiz için burada yalnızca başlıklar halinde başvuru sürecini sizlere izah etmekle yetineceğiz :
- Başvuru için gerekli belgelerin hazırlanması (başvuru dilekçesi, tescili istenen markanın yayına-baskıya-çoğaltmaya elverişli örneği, başvuru harcı makbuzu, avukat aracılığıyla yapılan başvurularda vekaletname, noter tasdikli teknik şartname)
- TPE başvuruyu inceler ve şekli yönden eksiklik olmadığına karar verirse esas incelemesine geçer,
- Mutlak ret sebepleri araştırılır,
- Marka, Resmi Marka Bülteninde yayımlanır.
Bu süreç içeriğinde birçok önemli noktayı barındırmaktadır. Nitekim başvuru belgeleri, bazı şartların varlığı halinde diğer belgelerin de varlığını içerebilir. Örneğin rüçhan hakkına dayanmak isteyen bir başvurucu bu rüçhan belgesini hazırlayıp başvuru belgesine eklemek zorundadır. Yine Türk Patent Enstitüsü gerekli incelemeyi yapıp markanın tesciline karar verdiği halde dahi marka tescili gerçekleşmiş değildir. Bu kısımda üçüncü kişilerin itirazları da önem taşıyacaktır.
Nitekim ilgili kimseler markanın tescil edilmesinin yasaya aykırı olduğunu beyan edebilir. Bu nedenle TPE’ye markanın sicilden terkini için gerekli hukuki süreci başlatabilir. İşbu nedenle bu hususları incelediğimiz makalemizi incelemenizde fayda görmekteyiz.
Marka Tescilinin Sağladığı Haklar ve Süreler
Markanın, TPE nezdinde tescil edilmesi marka sahibine birçok hak sağladığı gibi marka sahibine yine birçok sorumluluk yüklemektedir. Nitekim TPE’nin sağlamış olduğu bu koruma geçici bir korumadır. Marka sahibi, marka üzerinde tekel hakkına sahiptir. Birçok işlem marka sahibinin izni olmadan gerçekleştirilemeyecektir. Markanın sahibine sağladığı haklar üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayın tarihi itibariyle hüküm ifade edecektir.
Tescil edilmiş bir markanın korunma süresi 10 yıldır. Bu süre onar yıllık dönemler halinde yenilenebilir.
PATENT
Patent, buluş sahibinin eserini korumayı sağlayan belge olarak tanımlanabilir. Patent ile buluş sahibi, üzerinde çalıştığı ve koruma altına aldığı eserini koruma hakkına erişir. Bu sayede, buluş sahibi eserine yapılacak müdahaleler ve illegal kullanımların önüne geçerek kanunun kendisine vermiş olduğu hak ve yetkileri dilediğince kullanma özgürlüğüne sahip olacaktır.
Patent, 551 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile korunmaktadır. 551 sayılı KHK’da patentlerin iki türlü olduğu, bunların usül ve ürün patenti olarak ikiye ayrıldığı belirtilmiştir. Bunun yanı sıra patent korumasının sağlanması için başvuru yöntemleri açısından da ikiye ayrılmıştır. Başvuru sahibinin talebi doğrultusunda patentler incelemeli ve incelemesiz olarak değerlendirilmekte ve buna göre koruma sağlanmaktadır.
Patentin Korunma Süresi
İncelemeli patentte, patent 20 yıllık bir koruma sağlarken ; incelemesiz patentte yalnızca 7 yıllık bir koruma sağlanmaktadır.
FAYDALI MODELLER
Faydalı model, tekniğin bilinen durumunu aşan ve sanayiye uygulanabilir olan buluş demektir. Korunması patent verilmesi suretiyle gerçekleştirilen faydalı modellerin yararları 551 sayılı KHK’nın gerekçesinde şu şekilde belirtilmiştir :
- Zaman ve masraf açısından patente göre kolaylık getirmesi,
- Tecavüze karşı patente oranla daha çabuk hareket kabiliyeti sağlaması,
- Küçük buluşların teknik gelişimine de önemli katkıları olması.
Faydalı model belgesi verilmesi şartları :
- Yenilik ve sanayiye uygulanabilir olma
- Belirli bir düzeyde buluş faaliyeti
Patent ve faydalı modeller arasındaki temel fark; faydalı modellerde yenilik ve tekniğin bilinen durumunun aşılması konularında inceleme yapılmamasıdır. Bunun yanı sıra koruma süreleri açısından da farklılık söz konusudur.
Faydalı Modelin Korunma Süresi
Faydalı model korunma süresi bakımından patentten farklılık göstermektedir. 551 sayılı KHK’ya göre faydalı model 10 yıl süre ile korunur.
TASARIMLAR (Endüstriyel Tasarım)
Endüstriyel tasarımlar, 554 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile korunmaktadır. Yine bu KHK’da ürün olarak ; nesneler, bileşik ürün ve parçaları, setler, takımlar, ambalajlar, bileşimler, grafik semboller ve tipografik karakterler sayılmıştır. Bunun yanı sıra tasarımlar da birçok kategoriye ayrılmış ve buna göre korunma işlemleri sağlanmıştır. Buna göre tasarım çeşitlerini şu başlıklar altında toplamak yerinde olacaktır :
- Tescilli – Tescilsiz Tasarımlar
- İki ve Üç Boyutlu Tasarımlar
- Estetik ve İşlevsel Tasarımlar
- Endüstriyel – Endüstriyel Olmayan Tasarımlar
- Moda Tasarımlar
- Parça Tasarımları
- Yedek Parça Tasarımları vb.
Tasarımın Korunma Süresi
554 sayılı KHK ile korunan tescilli tasarımların korunma süresi 5’er yıllık süreler ile toplamda 25 yıllık süre ile korunur. Tescilli tasarımların korunmaya tabi olabilmesi için yeni ve ayırt edici nitelik taşıması gerekmektedir. Aksi takdirde endüstriyel tasarım için korunma sağlanamayacaktır.
COĞRAFİ İŞARETLER
Coğrafi işaret, belirgin bir niteliği, ünü veya diğer özellikleri itibariyle kökeninin bulunduğu bir yöre, alan, bölge veya ülke ile özdeşleşmiş bir ürünü gösteren işaretlerdir. KHK’nın 3. maddesinde yer alan bu tanımda üründen bahsedilmiştir. Bu tanıma göre ürün kategorisine ; doğal ürünleri, tarım, maden ve el sanatı ürünlerini dahil edebiliriz. Coğrafi işaretler hususunda da detaylı bilgileri diğer makalelerimizden bulabilirsiniz .
Fikri Mülkiyet Hukuku, teknik bir alan olup 2000’li yıllardan bu yana gittikçe gelişim gösteren bir hukuk dalıdır. İşbu nedenle hakları korunan firmalar ve şahıslar bu haklarını avukatlar aracılığıyla korumakta, gerekli ihlalleri avukatlar aracılığıyla gidermektedir. Hukuk büromuz da kurulduğu günden bu yana birçok lisans firmasının haklarına sahip olduğu yazılımları hukuki koruma sürecinde temsil etmekte, markaların illegal kullanımı karşısında hukuki zeminde çözüm arayışları sunmaktadır. Haklarına sahip olduğunuz eser, lisans, patent ve markaların korunması için hukuki takibi sağlamak adına vekaletname bilgilerimizi sizlere iletmekteyiz.
Vekaletname bilgileri için tıklayınız.
Fikri Mülkiyet Hukukuna ilişkin Yargıtay Kararları sorgulama ekranına buradan ulaşabilirsiniz.